Bursa Nilüfer’de Tüp Bebek Tedavisi: Deneyimli Uzman ile Güvenilir Yaklaşım

Yumurta kanallarının (fallop tüplerinin) tıkalı olması veya hasarlı olması durumunda, yumurta ile spermin doğal yolla buluşması mümkün olmaz. Bu durum genellikle geçirilmiş enfeksiyonlar, endometriozis, pelvik ameliyatlar veya dış gebelik sonrasında oluşabilir. Tüp bebek tedavisi, tüplerin işlevini bypass ederek sperm ve yumurtanın laboratuvar ortamında buluşmasını sağlar.

Bursa’da tanı ve tedavi: Kliniğimizde HSG (histerosalpingografi) ve ultrason gibi görüntüleme yöntemleriyle tüp yapısı değerlendirilir ve tüp bebek tedavisinin gerekliliği belirlenir.

Sperm sayısının düşük olması (oligospermi), sperm hareketliliğinin yetersiz olması (astenozoospermi) veya normal görünümlü sperm oranının az olması (teratozoospermi) gibi erkek faktörlü sorunlar tüp bebek tedavisinin endikasyonlarındandır. Özellikle ICSI (mikroenjeksiyon) yöntemiyle, tek bir sağlıklı sperm bile yumurtayı döllemek için kullanılabilir.

Özel yaklaşım: Erkek faktörlü infertilite vakalarında, gerektiğinde üroloji uzmanıyla işbirliği yapılır ve TESE, MESA gibi cerrahi sperm elde etme yöntemleri de uygulanabilir.

Düzenli yumurtlama olmayan kadınlarda, özellikle PKOS gibi hormon dengesizliklerinde, diğer tedavi yöntemlerinin başarısız olması durumunda tüp bebek tedavisi etkili bir çözümdür. Kontrollü over stimülasyonu ile birden fazla yumurta elde edilir ve döllenme şansı artırılır.

PKOS hastalarına özel yaklaşım: PKOS olan hastalarda aşırı uyarım (OHSS) riski daha yüksek olduğundan, tedavi protokolü dikkatle ayarlanır ve hastalar yakından takip edilir.

Özellikle 35 yaş üzeri kadınlarda yumurtalık rezervi doğal olarak azalmaya başlar. AMH (Anti-Müllerian Hormon) değerinin düşük olması, FSH seviyesinin yüksek olması veya antral folikül sayısının az olması gibi bulgular azalmış rezervi gösterir. Bu durumlarda, zamanın değerli olması nedeniyle tüp bebek tedavisine doğrudan geçilmesi önerilir.

Bireysel protokoller: Düşük rezervli hastalara özel ilaç protokolleri ve yumurta kalitesini artırmaya yönelik destek tedavileri uygulanır.

Rahim iç zarının (endometrium) rahim dışında, özellikle yumurtalıklar ve pelvik bölgede büyümesi, hem doğal döllenmemeyi hem de embriyonun tutunmasını zorlaştırabilir. Orta ve ileri evre endometriozisde, cerrahi tedavilere rağmen gebelik oluşmuyorsa tüp bebek tedavisi en etkili çözümdür.

Endometriozis vakalarında, önce hastalığın şiddeti değerlendirilir, gerekirse laparoskopik cerrahi ile tedavi edilir, ardından tüp bebek tedavisine geçilir.

Tüm testler normal olmasına rağmen gebelik oluşmayan çiftlerde, nedeni tam olarak belirlenemeyen infertilite söz konusudur. Bu durumdaki çiftlerin yaklaşık %10-15’inde kesin bir neden bulunamaz. Özellikle 1-2 yıl boyunca diğer tedavilerin (aşılama gibi) denenmesine rağmen sonuç alınamazsa, tüp bebek tedavisi önerilir.

Açıklanamayan infertilitede tüp bebek, hem döllenme sürecini kontrol altına almayı hem de embriyo kalitesini değerlendirmeyi mümkün kılar.

Ailede bilinen genetik hastalıklar varsa (talasemi, orak hücre anemisi, kas hastalıkları vb.), embriyolara genetik tanı (PGT-M) uygulanarak sağlıklı embriyolar seçilebilir ve hastalık taşımayan bebeklerin dünyaya gelmesi sağlanabilir. Tüp bebek tedavisi, bu çiftlere sağlıklı bebek sahibi olma fırsatı sunar.

PGT uygulaması: Gerekli durumlarda preimplantasyon genetik test (PGT) için referans merkezlerle işbirliği yapılır.

Üç veya daha fazla düşük yaşayan çiftlerde, kromozomal anormallikler, immünolojik sorunlar veya rahim anomalileri gibi nedenler aranır. Tüp bebek tedavisi sırasında PGT-A (aneuplodi taraması) uygulanarak kromozomal olarak sağlıklı embriyolar seçilir, böylece gebelik kaybı riski azaltılır.

Bir tüp bebek tedavi süreci, hazırlık aşamasından gebelik testine kadar ortalama 4-6 hafta sürer. Bu süre, kadının adet döngüsüyle başlar, yumurtalıkların uyarılması 8-12 gün, ardından yumurta toplama, laboratuvar aşaması 3-5 gün ve embriyo transferi sonrası 12-14 günlük bekleme dönemi ile devam eder. Ancak her hastanın tedavi süresi, kullanılan protokole ve bireysel yanıta göre değişkenlik gösterebilir.

Tedavinin çoğu aşaması ağrısızdır. İlaç enjeksiyonları cilt altına yapılır ve çoğu hasta buna kolayca alışır. Yumurta toplama işlemi hafif anestezi altında yapılır, bu nedenle hasta hiçbir ağrı hissetmez. İşlem sonrası hafif kramp hissi olabilir ancak bu genellikle birkaç saat içinde geçer. Embriyo transferi tamamen ağrısızdır ve anestezi gerektirmez. Genel olarak, tüp bebek tedavisi düşünüldüğü kadar rahatsız edici bir süreç değildir.

Bu tamamen bireyseldir ve çiftin yaşı, tıbbi geçmişi, embriyo kalitesi gibi birçok faktöre bağlıdır. İstatistiksel olarak, 35 yaş altı kadınlarda ilk denemede gebelik şansı %40-50 civarındayken, üç deneme sonunda kümülatif başarı oranı %70-80’lere ulaşabilir. Ancak her deneme, bir öğrenme süreci olup tedavi protokolü bir sonraki denemede optimize edilebilir. Yaş ilerledikçe başarı oranları azalır, ancak her hasta için bireysel bir değerlendirme yapılması gerekir.

Yumurta toplama işleminden sonra o gün dinlenmeniz önerilir, ancak ertesi gün normal aktivitelerinize dönebilirsiniz. Embriyo transferi sonrasında birkaç saat dinlenmeniz yeterlidir; yatak istirahati gerekli değildir. Günlük aktivitelerinize devam edebilirsiniz, ancak ağır egzersiz, ağır kaldırma ve aşırı yorucu işlerden kaçınmanız önerilir. İş hayatınıza transfer sonrası 1-2 gün içinde dönebilirsiniz. Normal tempoda yürümek, ev işleri yapmak gibi hafif aktiviteler sorun oluşturmaz.

Evet, çoğu hasta tedavi boyunca çalışmaya devam edebilir. Sadece yumurta toplama günü ve gerekirse transfer günü için izin almanız yeterlidir. Kontrol randevuları genellikle sabah erken saatlerde düzenlenebilir, böylece işinize geç kalmadan gidebilirsiniz. Ancak çok stresli veya fiziksel olarak yorucu bir işiniz varsa, doktorunuzla durumunuzu konuşmanız ve gerektiğinde tedavi süresince tempo ayarlamanız faydalı olabilir.

Tüp bebek tedavisi sırasında elde edilen kaliteli embriyolardan, transfer edilmeyenler dondurularak saklanabilir. İlk tedavi başarısız olursa veya ikinci bebek isteğinde, bu donmuş embriyolar çözdürülerek transfer edilebilir (FET – Frozen Embryo Transfer). Bu yöntem, yumurtalıkların tekrar uyarılmasını ve yumurta toplama işlemini gerektirmez, dolayısıyla daha az invaziv ve daha ekonomiktir. Son yıllarda yapılan araştırmalar, donmuş embriyo transferinin bazı durumlarda taze embriyo transferi kadar veya daha başarılı olabileceğini göstermektedir.

Evet, tedavi öncesi ve sırasında sağlıklı yaşam tarzı çok önemlidir:

• Beslenme: Dengeli ve çeşitli beslenin. Folat, omega-3, antioksidanlardan zengin gıdalar tercih edin.
• Sigara ve alkol: Mutlaka bırakın, başarı oranlarını önemli ölçüde düşürürler.
• Kilo kontrolü: Aşırı kilo veya düşük kilo tedaviyi olumsuz etkiler, ideal kilonuza yaklaşmaya çalışın.
• Egzersiz: Hafif-orta tempoda düzenli egzersiz yapın, aşırı yorucu sporlardan kaçının.
• Stres yönetimi: Yoga, meditasyon, nefes egzersizleri gibi rahatlatıcı aktivitelere zaman ayırın.
• Takviyeler: Doktorunuzun önerdiği folik asit ve diğer vitaminleri düzenli kullanın.

Birden fazla embriyo transferi yapıldığında ikiz veya üçüz gebelik riski vardır. Ancak günümüzde tek embriyo transferi (SET – Single Embryo Transfer) giderek yaygınlaşmaktadır. Özellikle genç hastalarda ve kaliteli embriyo varlığında, çoğul gebelik riskini azaltmak ve anne-bebek sağlığını korumak için tek embriyo transferi tercih edilir. Kliniğimizde, her hastanın durumu bireysel olarak değerlendirilerek en uygun embriyo sayısı belirlenir. Amaç, sağlıklı tek gebelik elde etmektir.